Glokom Nedir? Glokom Kimlerde Görülür? Glokomda Erken Teşhisin Önemi Nedir?

Glokom Nedir? Glokom Kimlerde Görülür? Glokomda Erken Teşhisin Önemi Nedir?

Glokom Nedir?

Glokom, halk arasında “göz tansiyonu” ya da “karasu hastalığı” olarak bilinmektedir. Göz içi basıncı çeşitli sebeplerle yükselir ve bunun sonucunda görme sinirlerinde hasar meydana gelir. Buna bağlı olarak görme alanı yavaş yavaş daralır. Glokom, erken dönemlerde belirti göstermeden ilerleyen ve tedavi edilmezse kalıcı körlükle sonuçlanan bir hastalıktır.

Glokom Nasıl Oluşur?

Gözün içerisinde kornea ve merceği besleyip koruyan aköz humor adı verilen bir sıvı bulunmaktadır. Bu sıvı devamlı üretilir ve kanallar aracılığıyla dengeli bir şekilde dışarı atılır. Glokom hastalığında, bu kanallarda meydana gelen tıkanıklık sebebiyle göz içi sıvısı yeterli miktarlarda atılamaz ve birikerek basınca sebep olur. Artan göz içi basıncı sinirlerde hasara yol açar ve görme yetisine zarar verir.

Glokom, artan göz içi basıncının görme sinirlerinde tahribata yol açması sonucu meydana gelir.

Glokom Kimlerde Görülür? Risk faktörleri Nelerdir?

Glokom, her yaşta görülebilen yaygın bir hastalık olsa da 40-50 yaşlarından sonra görülme sıklığı daha fazladır.

Glokomun oluşum riskini artıran faktörler şunlardır:

  • Göz içi basıncının yüksek olması (Göz içi basıncının yüksek olması her zaman glokoma sebep olmayabilir ancak bu kişiler yüksek risk altındadır.)
  • İleri yaş
  • Genetik yatkınlık (aile bireylerinde glokom öyküsü olması)
  • Diyabet (şeker hastalığı), hipotiroidizm hastalığı
  • Hipertansiyon (yüksek tansiyon) hastalığı
  • Uzun süre kortizon kullanımı
  • Sigara kullanımı
  • Göze darbe alma
  • Yüksek dereceli kırma kusurları
  • Migren

Bu faktörler glokomun görülme sıklığını artırmaktadır. Bu sebeple risk altındaki kişilerin, görme sinirlerinde oluşabilecek hasarın erken fark edilmesi için düzenli göz muayeneleri yaptırmaları oldukça önemlidir.

Glokomun Belirtileri Nelerdir?

Glokom, artan göz içi basıncının görme sinirlerinde tahribata yol açması sonucu meydana gelir. Sinir liflerinde oluşan bu tahribat uzun sürede ve yavaş geliştiği için hastaların büyük bir bölümünde herhangi bir belirti göstermez. Bazı durumlarda diyabet hastaları çok yüksek tansiyonlarda bile hiçbir şikâyette bulunmayabilir. Erken evrelerde merkezî görme bozulmaz, periferik görme yani yanlardan görme bozulur. Bu sebeple görme kaybının anlaşılması oldukça zordur.

Glokom hastalığının en sık gözlemlenen belirtileri şu şekildedir:

  • Sabahları belirginleşen baş ağrısı
  • Göz kapağı ve çevresinde ağrı
  • Gözde gerginlik ve dolgunluk hissi
  • Zaman zaman bulanık, puslu görme
  • Geceleri ışıkların etrafında haleler görülmesi

Hastalar çoğu zaman asemptomatiktir yani belirti göstermez ancak görme sinirlerinde oluşan hasarın geri dönüşü yoktur. Bu nedenle düzenli aralıklarla yapılacak göz muayeneleri glokomun erken tanı ve tedavisi için oldukça önemlidir.

Glokom hastalığı, yeni doğan bebeklerde ve çocuklarda da görülebilmektedir. Erişkinlerde gözlemlenen glokomun aksine bebekler ve çocuklarda gelişen doğumsal glokomun belirtileri genellikle hızlı fark edilir.

Doğumsal glokomun tipik belirtileri şunlardır:

  • Gözde sulanma
  • Işığa karşı hassasiyet
  • Gözde büyüme
  • Kızarıklık

Bu belirtilerin gözlemlendiği durumlarda mutlaka göz doktoruna başvurulmalıdır. Belirti gözlemlensin veya gözlemlenmesin, yenidoğan döneminden itibaren düzenli göz muayeneleri yapılması göz sağlığı açısından oldukça önemlidir.

Glokom Teşhisi Nasıl Konulur? Erken Teşhisin Önemi Nedir?

Glokom, çoğunlukla belirti göstermeden ilerleyen bir hastalık olduğu için son evrelerde fark edilirse geri dönüşü olmayabilir; ancak erken teşhis ile kontrol altında tutulabilir ve kalıcı görme kaybı önlenebilir.

Kapsamlı bir göz muayenesi ile glokom teşhisi rahatlıkla konulabilir. Tonometri cihazı ile göz tansiyonu ölçümleri yapılmaktadır ancak göz tansiyonu yükselmeden de glokom oluşabildiği için bu tek başına yeterli olmayacaktır. Görme alanında kayıp olup olmadığını belirlemek için görme alanı testi, optik sinirlerde herhangi bir hasar olup olmadığını belirlemek için de özel ışık ve bilgisayar destekli görüntüleme yöntemleri kullanılabilir.

Kapsamlı bir göz muayenesi ile glokom teşhisi rahatlıkla konulabilir.

Glokom Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Glokom tedavisiyle glokom hastalığı tamamen ortadan kaldırılamaz ancak ilerlemesi ve görme sinirine vereceği zarar durdurulabilir. Amaç göz içi sıvı üretimini azaltmak veya kanallardan sıvı çıkışını artırarak basıncı düşürmektir. Bu yüzden erken teşhis ve tedavi ile görme kayıplarının önüne geçilebilir.

Glokomun nedenine ve derecesine uygun çeşitli tedaviler uygulanmaktadır. Bu tedavi yöntemleri ilaç tedavisi, lazer tedavisi ve cerrahi tedavidir.

ilaç tedavisi

Glokom tedavisinde göz içi basıncı kontrol altına alınabilecek seviyelerde ise ilaçlı tedaviye başvurulmaktadır. Topikal yani göze damlatılan ilaçlar kullanılmaktadır. Düzenli takip altında göz tansiyonu normal sınırlarda tutulmaya çalışılır. Hasta ömür boyu bu ilaçları kullanmak durumunda kalabilir. Eğer ilaçlar yeterli gelmiyor ve göz tansiyonu düşürülemiyorsa lazer tedavisi veya cerrahi müdahaleler gerekebilir.

lazer tedavisi

İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı ya da yan etkilerinden dolayı hastaların ilaç kullanamadığı durumlarda lazer tedavisi tercih edilmektedir. SLT (Selektif Lazer Trabeküloplasti) veya ALT (Argon Lazer Trabeküloplasti) yöntemleri uygulanmaktadır. Lazer tedavisi ile göz içi basıncı bir süreliğine düşürülebilir ancak herkese uygulanamayabilir.

cerrahi tedavi

İlaç tedavisi ya da lazer tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda cerrahi tedavi uygulanmaktadır. Ameliyatla göz içinde biriken sıvının dışarı atılımı sağlanmakta ya da bu atılım için alternatif kanallar oluşturulmaktadır. En sık uygulanan yöntem “trabekülektomi” yöntemidir.

Doğuştan glokom varlığında tercih edilen yöntem cerrahi müdahaledir. Bazı hastalarda birden fazla cerrahi işlem de gerekebilir.